20. yüzyılın en önemli Japon yazarlarından Yukio Mişima, şair, oyun yazarı, aktör, yönetmen kimliklerinin yanında, Japonya’nın modernleşmesine karşı halkın silahlanmasını savunan Tatenokai isimli, milliyetçi bir özel askerî gücün lideriydi.
Yapımcılığını George Lucas ve Francis Ford Coppola’nın, yönetmenliğini Paul Schrader’ın üstlendiği Mishima: A Life in Four Chapters(1985), Mişima’nın öyküsünü ‘güzellik’, ‘sanat’, ‘aksiyon’, ‘harmoni’ başlıklı dört bölümde aktarıyor. Mişima’yı intihara götüren tutkusu ile yazarın üç romanından sahneleri iç içe geçiren film, farklı estetik anlayışları özgün bir kurguyla bir araya getiriyor.
Paul Schrader, Mişima’nın yaşamını, hiçbir zaman değiştiremeyeceğini düşündüğü dünyanın kendiliğinden değişmesini beklediği çocukluk yıllarından itibaren siyah beyaz olarak görselleştiriyor. Mişima dünyayı değiştirebilecek şeyin kelimeler olduğuna inandığındaysa film bizi bu siyah beyaz dünyanın içinden alıp rengârenk tasarlanmış bir stüdyodaki kekeme roman karakterinin yanına bırakıyor.
Karakterin son günü ile geçmiş yaşantısını ve romanlarından sahneleri paralel olarak kurgulayan Schrader, üç farklı estetik anlayışı birleştirirken Mişima’nın intiharıyla sonlanan suikast planını da filmin bütününe yayıyor.
Cansu Baydar
Leave A Comment